28 Eylül 2012 Cuma

Dört günden beri evden çıkmıyorum. Benim gibi hayatının bir dönemini "dışarı çıkmazsam öleceğim, duvarlar üstüme üstüme geliyor assajdhasj" nidalarıyla geçiren bir insan için o dört (4) gün gerçekten cehennem. (Cehennem ne lağ)

Dört gün boyunca bari otur kitap oku, film izle bir şey yap değil mi? Yok!! Bütün gün dizi izliyorum. Zorlantının dibine vurdum resmen.

Ayrıca yarın Temel Oyunculuk dersi için hoca "sizden isteyebileceğim bir şeyleri oynayın, iddialı olsun, bir şey böyle, güzel bir şey, sınırsız bir şey" diyerek bir ödev verdi. Ama bütün yaratıcılığım beynimden popoma aktığı için ben hala BİR ŞEY ortaya çıkartamadım. Tam oturuyorum, düşünmeye başlıyorum sevgilimden mesaj geliyor "dar geldi sana Angara. Şaziye'de gaçmış Osman'a" diye.
Geçen Zeynep'te kaldığım gecede sergi-müze muhabbeti yaparken aniden kendimizi Ankaralı Namık eşliğinde göbek atarken bulduk. Hatta Ankara'da okuyup sırf eğlencesine düğünlere giden arkadaşlarım var.

Sanat hayatımı baltalayan bir şey varsa o da Ankara havasıdır. BU KADAR DA NETİM!